Saygılarımla arz ederim.
Op. Dr. Aydın BAYER
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı
Detayları daha sonra başka bir yazıda açıklamak üzere Doktor Murat Kınıkoğlu'nun yazısı hakkında kısaca görüşlerimi dile getireyim:
1- Öncelikle hastaya, hastaya yaklaşım ve tedavi seçenekleri konusunda farklı ekollerin farklı görüşleri vardır ve her hekim bağlı
olduğu ekolü takip eder. Bu nedenle bu yazı ne kadfar tartışılırsa benim görüşlerim de o kadar tartışılabilir. Ancak özellikle devlet
ve millet düşünüldüğünde önce bilimsel, ancak bununla beraber dürüst ve vicdanlı olmak, konuşmak ve davranmak zorundayız.
2- Yazıdaki tedavi seçeneklerinin sıralaması doğrudar. Ancak bunları Türkiye'de uygulama şansınız en fazla %1'dir. Çünkü biz ölsek de keyfinden
vazgeçmeyen bir millet olmakla beraber, stent ve ameliyat yapan hekimlerin de (belki moral vermek için) söyledikleri lafa kanarak "motoru
rektefiye edip, sıfırladığımızı, hastalığın bittiğini" zannederiz.
3- Yazıyı yazanlar konservatif (koruyucu) davranan ekolün temsilcileridir. Ancak agresif ekol de vardır ve bunlar el ile biran önce
bir iş yaparak kısa zamanda hastayı tatmin edecek sonuçlar ortaya koyarak başarı arayanlardır. Bu da yanlış değildir ama iki görüş arasında
dengeyi oluşturacak standardizasyona ihtiyaç vardır.
4- Yazıda bahsedildiği üzere agresif ekol ticari kazanca meyilli grup olduğu için (içlerinde düzgün ve dürüst olanları tenzih ederim) ve
bu standardizasyonu onların etkilerinden korumak için başlangıçta ACC (American College of Cardiology) ve AHA (American Heart Association)
kriterlerinin mod o mod ithali denenebilr.
5- Eskiden ne denli şüphe ile yaklaşılırsa yaklaşılsın ilaç emdirilmiş veya kaplanmış stentler (Çin veya benzeri ülkelerde taklit edilenler hariç)
daima normal stentlerden daha uzun açık kalır. İspatını mı istiyorsunuz. İlaçlı stente karşı çıkan Kardiyoloji Profesörü'ne stent takılacağı zaman
hangi çeşidi tercih edeceğini sorun, duyun bakalım ne istiyor! :)
6- Ayrıca SGK kurumu normal stentlerin tıkandığı belli durumlarda ilaçlı stentin parasını ödüyor. Bu ne demektir? İlaçsızın beceremediğini
ilaçlı'dan ummaktır. Bir özelliği olmasaydı kimse bunu ummaz, o zamnan da devlet bunu ödemezdi.
7- Anjiyografinin riski 1 / 10 000, ancak stent prosedürlerinin komplikasyonları biraz abartılmış, yazıda % 1 deniyor. Ben tam matematiksel değerini
bilmiyorum ama daha az olmalı. Neden mi? Ben kalp cerrahıyım, hiç kalp krizi geçirmeden teşhis koyup, şeker vs gibi ek hastalığı olmayan hastaya
ameliyat öncesi tanımladığımız risk 3'lü baypas içöin % 1 ile 3. Üstelik bu orana % 0.6 anestezi riski de dahil, dolayısı ile bu risk bu yazıda
abartılmış.
8- Yazıda bahsedilen "hastayı ilaçlı stente, özellikle de pahalısına ikna etme" tezgahı tamamen gerçektir. Ama bu olaylar, şahsiyetsiz birkaç hekim
müsveddesi ile onları çalıştıran aç gözlü haris hastane işletmecileri ile sınırlıdır. O tipler bazı devlet ve üniversite hastanelerinde de var.
Yazıma başlarken dediğim gibi detayları daha sonra başka bir yazıda açıklamak üzere olayları, yerleri ve kişi isimlerini şimdilik saklı tutalım.
Ancak özel hastanede şerefi ile çalışan hatta resmi kurumların görüşlerine başvurduğu "bilimselliği ve dürüstlükleri" herkesçe kabul edilen
Kardiyolog ve Kalp Cerrahlarının haklarını asla yemeyelim.
9- Gereksiz anjiyografi istenmesi olayı vardır. Ancak bunun oranı yere zamana ve şartlara göre tespit edilmelidir. Geçmişte bu konuda bilimsel
komisyonda görev yaparken dünya çapındaki araştırmaları incelerken şaşırtıcı sonuçlara ulaştık. Dünyada en fazla sağlama anjiyo yapılan
(biz buna kuş çıktı deriz) ülke İsrail. İyi de, 24 saat silah sesi duyulan, her an kaçırılma ve ölüm tehlikesi olan yerde yaşamanın bedeli de
göğüs ağrısı oluyor. Hatta bazen öyle iyi simüle oluyor ki, muayene eden hekim bile ayıramadığı için anjiyo kararı alıyor. Şimdi, bu olayın da 2 yönü var:
a- Bu yazıda kınandığı üzere ticari amaçla gerekmediği biline biline anjiyo istenen hastalar. Bu konuda kimsenin bir diyeceği yok, eğer
hastanın psikiatrik neden ile iknası amacı ile sağlam olduğuna inandırılması söz konusu değilse bu isteği yapanları hoş görmek mümkün değil.
b- Koroner Anjiyo'dan daha kesin sonuç veren başka bir tetkik yok, hatta onun bile % 0.1 ihtimalle yanılıp IVUS gerektiren durumları var.
Şimdi bu ne demek biraz ona bakalım:
* Yatarak çekilen EKG % 50 hata payına sahiptir. Yani gerçek kalp krizi olduğu halde % 25 normal EKG çıkabildiği halde, % 25 oranında da anormal
EKG'de hasta kriz geçirmiyor olabilir.
* O çok güvenilen Eforlu EKG (kardiyovasküler stres test) % 10 ile 30 yanlış sonuç veriyor. Bunun da yarısı "yanlış pozitif" yarısı da "yanlış negatif".
Komik olan şu % 10 hata payının altına dünyanın en süper kardiyoloğu bile inemiyor.
ÖNEMLİ NOT: BU SONUÇLAR MUAYENE VE DİĞER YARDIMCI TESTLER OLMAKSIZIN HESAP EDİLMİŞ, ŞU ANDA TÜRKİYEDE YAYINLANAN BİR EKG KİTABINDAN ALINMIŞTIR.
* Baktık ki bu eforda da haber var, bu kez eforlu sintigrafi çekelim dedik, hastaya radyoaktif madde verip istirahatte ve eforda kalbe ne kadar kan
gittiğini hem görüntü olarak hem EKG olarak alalım dedik. Bunun da hata payı % 9. Şahsi tecrübemdir. Bu testi sağlam çıkan hastaya anjiyo yaptırdım.
Sonuç adama 2 damar baypas yapmak zorunda kaldım.
* sonraları MR-Angio ve CT-Angio çıktı, bunların hassasiyeti giderek artmakla beraber, bunlarda da direkt kalbe olmasa bile vücuda ilaç verilmekte,
bol radyasyon veya manyetik alana maruz kalıpalınan görüntülerde hata payı % 3'ler civarında olmaktadır.
* Elimizde konvansiyonel kullanılan en doğru ve 3 boyutlu sonuç veren bildiğimiz ve bu yazıda gereksiz istendiğinden şikayet edilen KORONER ANJİYOGRAFİdir.
Onun bile hata payı < % 0.1 dir. Yani bu tetkikte bile dar görünüp baypas veya stent gerektirmeyen görüntüler olabildiği gibi, tersine açık görünüp müdahale
gereken hafif görünüşlü ama ciddi darlıklar olabilir. Bu nadir durumdan şüphelenildiğinde, ki bunun da kriterleri var IVUS (IntraVascular UltraSound
= damar içi Doppler) gerekir. Yani damarın dar görünen yerindeki kan akımının miktarını dopler ile ölçerek gerçekten müdahale gerekiyor mu bakılır.
İşte mükemmel budur.
Ancak artık anjiyografi fabrikasyon yapıldığı için, kimsenin IVUS gereğini farketmediği hastaya konsey kararı üzerine yapılan baypasın tıkandığını da yaşadık.
O halde eğri oturup doğru konuşacaksak ANJİYO'DAN DAHA KESİN SONUÇ YOK. iyi de bu tetkik de her kafaya estiğinde yapılmamalı, hele ticari amaçla hiç..
ÖNEMLİ NOT: Halkımız ağzını doldurarak yumşak telaffuz etmekten hoşlandığı için DOPPLER'e DOBBLER diyor. Doğrusu P ile okunuşudur. Zavallı Alman Fizikçiyi mezarında rahatsız etmeyelim. Di mi ama?!
10- İşin aslı anasından helal süt emmiş okumasını terketmemiş, vicdanı ve eli iyi hekinm bulup kendini ona emanet edeceksin. Yani azıcık empati yapabilecek. Bir profesör ağabeyim teyzeme stent
takarken orijinal ama ucuz bir stent markasını seçti tanesi 1250 $, ben tanesi 3750 $ olan meşhur marka takılsın diye israr ettim. Bana sadece
"ANAM GELSE ONA DA BUNU TAKARIM" dedi ve beni susturdu.
Türkiyrede nerede kaç tıp fakültesi var bilmiyorum, girenlerin zeka derecesi ile, öğrenim verenlerin hocalığı(!) sonucu, çıkanların doktorluğu düşünüldüğünde
sanırım bu yazı ve benim konu üzerine yorumlarım birden çok önemsiz bir duruma geçiyor değil mi?!